Denizli Horozu
Denizli'de araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar...
Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş...
Tabii ekipte ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş...
Sonunda sabırlar tükenmiş...
Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya...
Horoz önde.. Gençler peşinde...
Mahalle arasına dalmışlar...
Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
- Hey, evlatlar!.. Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz?..
- Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor. O yüzden başını keseceğiz!..
- Yazıktır evladım yapmayın!.. demiş ihtiyar, 'Bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi...'
Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar.
Ertesi sabah, hafif 'gak - guk' sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını görünce de şaşırıp dedeye koşmuşlar:
- Yahu dede, ne yaptın da bu horozun sesini kestin?..
İhtiyar gülmüş:
- Kıçına zeytinyağı sürdüm. Horoz kabararak ötmeye yeltendiğinde, gerisi tutmuyor ki kuvvet alsın...
Ancak 'gak - guk' edebiliyor...
Kıssadan hisse:
Arkan sağlamsa, istediğin kadar kabarır, diklenir, sözünü dinletirsin.
Arkan bir gevşemeye görsün, ancak 'gak-guk' edersin...
*******************************************************
DENİZLİ’NİN HOROZU
Günün birinde Japon araştırmacılar horozların genlerinde oynama yaparak konuşabilmelerini sağlamak amacıyla 2 horoz türünü incelemeye alırlar.
İnceleme altına alınan horozlardan biri Fransız horozu, diğeri de Denizli horozudur. Yani Türk horozudur.
Bilim adamları horozların konuşup konuşamadıklarını test edebilmek için deneyin sonunda öncelikle Fransız horozuna sorarlar :
‘Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan’ diye.
Fransız horoz biraz düşünüp cevaplar : ‘İkisi de.’
Bilim adamları tatmin olmuş bir şekilde Denizli horozuna dönerler ve aynı soruyu ona da sorarlar.
Türk horoz cevap verir : ‘Valla benim için fark etmez, ben biner geçerim…’
Bu fıkradan çıkan sonuç horoz da olsa Türk Türk’tür…!!
*******************************************************
Horoz (Denizli)
Çiftçi tavukları için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara
gider.
Pazarcı : istediğiniz herseyi bu horoz yapar, diye azgın mı
azgın bir horoz satar bizim çiftçiye.
Adam çiftliğe döner ve horozu
kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gıdaklama sesleri, feryat
figan, çiftçi çok memnundur.
Ama horoz cok azgındır, sadece kümesi
değil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs.
Adam
memnundur ama bir yandan da endişelenir, horoz iki günde ölecek diye.
Horozu tutmaya çalışır ama nafile. Neyse der eve girer.
Ertesi gün
bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili dışarda kümesin önünde
pestil vaziyette yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba
uçusuyor.
Çiftçi kendi kendine : Ehh iste sana dedim geberecen diye,
seklinde söylenir.
Horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kısık
sesle homurdanır;
-Hissst! Akbabayı kaçırıcan sus!
*******************************************************
Temel lokantaya gitmiş ve denizli tavuğu istemiş.Garson bir tavuk getirmiş. Temel tavuğun kıçına bakmış ve :
- Ula haçen bu ankara tavuğudur.Cidin bana denizli tavuğu getirin
demiş
Garson 2. tavuğu getirmiş.Temel yine tavuğun kıçına bakmış ve :
- Ula uşağum buda bursa tavuğidur cidin bana denizli tavuğu getirun
demis. Garson bir tavuk daha getirmiş.Temel yine tavuğun kıçına bakmış ve :
-Heh ula bu denizli tavuğidur demiş ve yemiş
Temel hesabı ödemeye gitmiş ve garsona:
-Ula uşağum sen nerelisun demiş?
Garson pantolonunu indirmiş kıçını dönmüş ve :
-Sen bak daha iyi anlarsın ! ! !
|